<<< ViveBlog Hoşgeldiniz! İyi Bloglar! >>>

29 Nisan 2020 Çarşamba

Girişimcilerin Okuması Gereken 3 KİTAP!


Girişimcilerin Okuması Gereken 3 KİTAP!

1) 80/20 İlkesi - Richard Koch

Sonuçların yüzde 80'inin, nedenlerin yüzde 20'sinden kaynaklandığı, etkili insanların ve örgütlerin inanılmış olduğu başlıca ilkelerden biridir. Girişimci ve strateji danışmanı Koch'un yapıtı, sağduyuya aykırı gelse de evrensel geçerliliği olan bu ilkeye karşı gelenlerin, sebep-sonuç içinde eşit bir orantı aradıklarını, sadece işler bekledikleri benzer biçimde gelişmeyince bunu görmezden gelmeyi yeğlediklerini ileri sürüyor.
2) Yalın Yeni Girişim - Eric Ries

"Ries yeni girişimleri çevreleyen belirsizlikten oluşmuş sisi nasıl delip geçeceğimizi gösteriyor. Yaklaşımı çok özenli; tavsiyeleri pratik ve sahada kanıtlanmış. Yalın Yeni Girişim girişimcilikle alakalı düşünme şeklimizi değiştirecek. Yeni girişimlerin başarı oranının yükselmesi küresel ekonomik büyümeyi arttırmada yıllardır yazılmış idare kitaplarından daha fazla işe yarayabilir". Tom Eisenmann Girişimcilik Profesörü, Harvard Business School"

3) Elon Musk-Ashlee Vance

Ashlee Vance bu kitapta okuyucularına Silikon Vadisi’nin en yürekli girişimcisinin hayatından bir kesit sunuyor. Kitap,ünlü girişimci Elon Musk’ın Güney Afrika’da başlayan sıkıntılı çocukluk döneminden iş dünyasının zirvesinde yer edinen başarıya ulaşmış bir girişimciye dönüşme hikayesini konu alıyor.

Bu kitap, Musk’un PayPal, Tesla Motors ve SolarCity şeklinde küresel şirketlerinin çalkantılı kurum hikayelerini konu alıyor ve inovasyon konusunda devrim yaratan bir girişimciyi konu alıyor.

Vance, Musk’ın hikayesi üzerinden girişimci ve yenilikçi bir ulusun küresel rekabette başarıya ulaşmış olmaya devam edip edemeyeceği sorusuna cevap arıyor. Bu anlamda Elon Musk‘ın öteki girişimcilerden değişik olarak hayatını modern dünyaya ve geniş kapsamlı bir gelecek buluş etmeye adadığını savunuyor.

Musk, çağdaş girişimcinin mükemmel bir stereotipini oluşturur ve yalnızca onun başarılarını incelemekle dahi girişimciliğe ait pek çok yeni şey öğrenmeniz mümkündür.

28 Nisan 2020 Salı

Tiyatro Severlere Özel Seri - 1 (3 TİYATRO)

TİYATRO SEVERLERE ÖZEL SERİ - 1 (3 TİYATRO)

Tiyatro sever blog ziyaretçilerim sizler için derlediğim birbirinden güzel 3 oyun ile bir seriye başlamış bulunmaktayım. Önümüzdeki hafta ilginize göre serinin devamını paylaşacağım. Sizlere iyi seyirler!

(7) SHAKESPEARE MÜZİKALİ
Oyun Özeti
Doğarız ve ölürüz bu  ikisi arasında da bir şeyler yaşarız. "7" müzikali bu "bir şeyler" üzerindedir. Ergenlikle yaşlılık arasında insanın geçtiği birtakım "durakların", "7 perdelik ömrümüzün" müzikalidir "7".








Oyuncular
  • Haluk Bilginer
  • Evrim Alasya
  • Selen Öztürk
  • Zeynep Alkaya
  • Tuğçe Karaoğlan



ROMEO VE JULIET

 Oyun Özeti
Romeo ve Juliet sadece kült bir aşk hikayesi değil, her zaman günümüzü yansıtacak kadar güncel olmayı başarmış bir öykü. Bu kez unutulmaz aşkın kahramanları Romeo ve Juliet bir lise sınıfında vücut bulup; tutkuyu ve aşkı şenlikli bir ders tadında aktarıyorlar bize.

Oyuncular
  • Cansu Ecem Karabulut
  • Çağdaş Tekin
  • Deniz Gürsucu
  •  Elit Andaç Çam
  • Gökhan Kum
  •  Hakan Kahraman
  • İbrahim Ersoylu
  • Melisa
  • Meral Kaya
  • Mert Tiryaki
  • Mesut Özsoy
  • Suat Onur Çalık
  • Şeyma Gökçe Cengiz
  • Yüce Armağan Erkek 


KEŞANLI ALİ DESTANI

Oyun Özeti
İşlemediği bir suç yüzünden hapse atılan Keşanlı Ali’nin mahallesine döndükten sonra kahraman ilan edilişinin müzikli hikâyesi.






Bölüm 1


                                    Bölüm 2




Oyuncular
  • Berkay Akın
  • Mete Ayhan
  • Umut Bazlama
  •  Emre Demirci
  • Gamze Demirer
  • İsmail Dündar
  • Zafer Ergül                             
  • Mustafa Kılıkcı
  • Mert Kırlak
  • Başak Boran Oksal
  • M. Özgür Onan
  • Serhat Onbul
  • Burcu Tutkun Oruç
  • E. Savran Perk
  • Serkan Sezgin
  • M. Alp Sunaoğlu
  • Elçin Tezcan
  • H. Tolga Tümer
  • Gonca Yakut
  • Emel Alnady
  • Ozan Çolak
  •  Gamze Kılıkcı
  • Burcu Özcan
  • İlker Alemdar
  • Nurşah Aykut
  •  Çisem Erdoğan
  • Halil Ahmet Gökaydın
  • Seyhan Gülbahar
  • Onur Gürçay
  •  Nazlı İnan
  • Eda Kaplan
  • Sıla Kılıç
  • Şayan Noyan
  • Saffet Öztürk
  • Serhat Yeşil
  • Mehmet Yüksel

Evden Çalışırken Motive Olmanın 7 YOLU!




Evden Çalışırken Motive Olmanın Yedi Yolu

Dinamik çalışma daha yaygın hale geldiğinden ve iletişim teknolojisi herkesin uzaktan bağlı kalabileceği anlamına gelen birçok insanın son yıllarda bir noktada evden çalışmış olması muhtemeldir. Bununla birlikte, 2020 küresel sağlık krizinin ortaya çıkması gibi, çok daha insanın uzun süre evden çalışması gerekmektedir.

Birçok insan için günlerce ve haftalarca bu şekilde çalışması yepyeni bir dünyadır. İletişim, uyum ve üretkenlik konularında zorluklar çıkmaktadır. Bu yeni çalışma biçimine uyum sağlamanıza yardımcı olmak için, evden çalışırken motive olmayla ilgili bu yedi ipucunu sizler için bir araya getirdik.

1. Evde Çalışma Ortamı Yaratın
Evden çalışma fikriniz dizüstü bilgisayarınız ile yatakta veya televizyonun önünde oturmaktan oluşuyorsa, çok üretken olmanız pek olası değildir. Ofis alanı olarak kullanmak için boş bir odanız veya çalışmanız varsa, orada ilgili her şeyi saklayın. Bir çalışma ortamı oluşturmak, sizi verimli bir şekilde çalışmanız için gereken doğru alana götürebilir. 

2. İş Elbiselerinizi Giyin
Pijamalarınızda kalmak cazip gelse de, iş gününüz için giyinip hazır olduğunuzdan emin olun. Bu, kendinizi daha uyanık ve güne karşı savaşmaya hazır hissettirecek, yatağınızda birkaç saat oturduktan sonra, muhtemelen kendinizi garip ve daha az üretken hissetmeye başlayacaksınız.

3. Gününüzü Planlayın
Önümüzdeki gün için net hedefler belirlerseniz, odaklanmanız ve kendi önerdiğiniz son teslim tarihlerine ulaşmanız daha olasıdır. Tamamlamanız gereken görevlerin bir listesini oluşturmak için bir kağıt listesini kullanın ve bunları gün boyunca tamamlarken işaretleyin.

4. İşinizi Planlayın
Büyük bir proje için tamamlayacağınız çok fazla göreviniz varsa veya henüz başlamayacağınızı belirten yönetim görevleriniz varsa, stresli hale gelebilir. Evden çalışıyorsanız ve bazı yönetici görevlerinin tamamlanması için bu sessiz zamanı alıyorsanız, gün veya hafta boyunca tamamlamak için bunları yönetilebilir parçalara ayırmaya çalışın. İş yükünüzü bu şekilde planlamak ve haritalamak sizi bunalmış hissetmenizi engellemelidir.

5. İş Arkadaşlarınızla İletişim Kurun
Evden çalışırken yalnız çalıştığınızı hissetmek kolay olabilir. Ancak, bu fiziksel olarak doğru olsa da, evde veya ofiste çalışan meslektaşlarınızı da unutmayın. İş yerinde olduğunuzu, patronunuzu veya iş arkadaşlarınızı işinizle ilgili olarak güncellemek veya bir projenin durumu hakkında bilgi vermek, işte olup bitenlerle daha fazla bağlantı kurmanızı sağlayacaktır.

6. Mola Verin
Verimliliği artırmak için molalar önemlidir. Gün içinde dinlenmek ve iyileşmek için zaman ayırmazsanız, öğleden sonra yanabilirsiniz. Tam bir öğle yemeği molası verdiğinizden emin olun ve bu süre içinde bilgisayarınızdan uzak durmaya çalışın. Tam çalışma gününü çözmek için masanıza döndüğünüzde kendinizi genç hissedeceksiniz.

7. Kendinizi ödüllendirin
Bir görevi tamamlamanız ve belirli bir süre içinde yöneticinize göndermeniz gerektiğini bilmeniz sizi motive edebilir, ancak kimsenin altında çalışmayanlar için, her birinin sonunda kendinizi ödüllendirmenin yollarını bulmaya çalışmalısınız. görev veya gün. Bu küçük destek, bir sonraki işe geçmek için ihtiyacınız olan şeyi verebilir ve motivasyonunuzu devam ettirebilir. 
İş yerinde motivasyon düzeylerini sürdürmemek stresli olabilir. Etkili bir şekilde çalışmadığınızı tanımak ve sahip olduğunuz sorunları bölüm müdürünüz veya meslektaşlarınızla tartışmak çok önemlidir. 

Kaynakça:
https://www.michaelpage.co.uk/advice/career-advice/growing-your-career/seven-ways-keep-motivated-when-working-home



27 Nisan 2020 Pazartesi

ERP Nedir? (Enterprise Resource Planning/Kurumsal Kaynak Planlaması)




ERP Nedir? (Enterprise Resource Planning/Kurumsal Kaynak Planlaması)

Kurumsal kaynak planlaması (ERP) , kuruluşların muhasebe , tedarik , proje yönetimi , risk yönetimi ve uyumluluğu ve tedarik zinciri işlemleri gibi günlük iş faaliyetlerini yönetmek için kullandığı bir yazılım türünü ifade eder . Eksiksiz bir ERP paketi aynı zamanda kurumsal performans yönetimini , bir kuruluşun finansal sonuçlarını planlamaya, bütçelendirmeye, tahmin etmeye ve raporlamaya yardımcı olan yazılımları da içerir.

ERP sistemleri çok sayıda iş sürecini birbirine bağlar ve aralarındaki veri akışını sağlar. Bir kuruluşun paylaşılan işlem verilerini birden çok kaynaktan toplayarak ERP sistemleri, veri çoğaltmasını ortadan kaldırır ve tek bir gerçek kaynağı ile veri bütünlüğü sağlar.

Bugün, ERP sistemleri her büyüklükteki ve tüm sektörlerdeki binlerce işletmeyi yönetmek için kritik öneme sahiptir. Bu şirketler için ERP, ışıkları açık tutan elektrik kadar vazgeçilmezdir.

ERP sistemleri, genellikle ortak bir veritabanına sahip tek, tanımlanmış bir veri yapısı (şema) etrafında tasarlanmıştır. Bu, işletme genelinde kullanılan bilgilerin normalleştirilmesine ve ortak tanımlara ve kullanıcı deneyimlerine dayanmasına yardımcı olur. Bu temel yapılar daha sonra iş departmanları (örneğin finans, insan kaynakları, mühendislik, pazarlama, operasyonlar), bağlantı sistemleri ve bunları kullanan kişilerdeki iş akışlarının yönlendirdiği iş süreçleriyle bağlantılıdır. Basitçe söylemek gerekirse, ERP insanları, süreçleri ve teknolojileri modern bir kuruluşa entegre etmek için bir araçtır.

Önemli bir ERP ilkesi, geniş dağıtım için merkezi veri toplanmasıdır. ERP sistemleri , bağlantısı kesilmiş e-tabloların sonsuz bir envanterine sahip birkaç bağımsız veritabanı yerine, kaosa sipariş verir, böylece CEO'dan borçlu katip hesaplarına kadar tüm kullanıcılar ortak işlemler yoluyla elde edilen aynı verileri oluşturabilir, depolayabilir ve kullanabilir. Güvenli ve merkezi bir veri havuzuyla kuruluştaki herkes verilerin doğru, güncel ve eksiksiz olduğundan emin olabilir. Üç ayda bir finansal tablodan tek bir ödenmemiş alacak raporuna kadar kuruluş genelinde gerçekleştirilen her görev için, hataya açık elektronik tablolara dayanmadan veri bütünlüğü sağlanır 

Kaynakça:
https://www.oracle.com/applications/erp/what-is-erp.html

RFID Nedir? (Radio Frequency Identification/ Radyo Frekansı İle Tanımlama)




RFID Nedir? (Radio Frequency Identification/ Radyo Frekansı İle Tanımlama)

RFID (radyo frekansı tanımlama), bir nesneyi, hayvanı veya kişiyi benzersiz bir şekilde tanımlamak için elektromanyetik spektrumun radyo frekansı bölümünde elektromanyetik veya elektrostatik bağlantı kullanımını içeren bir kablosuz iletişim biçimidir. RFID teknolojisi için kullanım durumları arasında sağlık, üretim, envanter yönetimi, nakliye, perakende satışlar ve ev kullanımı yer almaktadır.

RFID ve barkod teknolojisi, envanteri izlemek için benzer şekilde kullanılır, ancak üç önemli fark, her birini belirli durumlarda daha iyi bir seçim haline getirir:
  • RFID etiketlerinin okunması için doğrudan bir görüş hattı gerekmez.
  • Bir RFID etiketinde depolanan veriler gerçek zamanlı olarak güncellenebilir. Buna karşılık, barkod verileri salt okunurdur ve değiştirilemez.
  • RFID etiketleri bir güç kaynağı gerektirir. Buna karşılık, barkodlar sadece barkodu okuyan teknolojinin bir güç kaynağına sahip olmasını gerektirir.
RFID Nasıl Çalışır?

Her RFID sistemi üç bileşenden oluşur: bir tarama anteni, bir alıcı-verici ve bir alıcı-verici. Tarama anteni ve alıcı-verici birleştirildiğinde, RFID okuyucu veya sorgulayıcı olarak adlandırılır. RFID okuyucu, taşınabilir veya kalıcı olarak takılabilen ağa bağlı bir cihazdır. Etiketi etkinleştiren sinyalleri iletmek için radyo frekans dalgalarını kullanır. Etkinleştirildiğinde, etiket antene geri bir dalga gönderir ve burada verilere dönüştürülür.

Transponder RFID etiketinin kendisinde bulunur. RFID etiketleri için okuma aralığı, etiket türü, okuyucu türü, RFID frekansı ve çevredeki veya diğer RFID etiketlerinden ve okuyuculardan gelen parazit gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Genel olarak, daha güçlü bir güç kaynağına sahip etiketler de daha uzun bir okuma aralığına sahiptir.

Kaynakça:
https://internetofthingsagenda.techtarget.com/definition/RFID-radio-frequency-identification

EDI Nedir? (Electronic Data Interchange/ Elektronik Veri Değişimi)



EDI Nedir? (Electronic Data Interchange/ Elektronik Veri Değişimi)

Elektronik Veri Değişimi (EDI), işletme bilgilerinin standart bir format kullanılarak elektronik olarak değiştirilmesidir; bir şirketin kağıt yerine elektronik olarak başka bir şirkete bilgi göndermesini sağlayan bir işlemdir. Elektronik ortamda iş yapan tüzel kişilere ticaret ortağı denir.

Birçok işletme belgesi EDI kullanılarak değiştirilebilir, ancak en yaygın ikisi satınalma siparişleri ve faturalardır. EDI,geleneksel iş iletişimi ile ilgili posta hazırlama ve işleme işlemlerinin yerini alır. Bununla birlikte, EDI'nın gerçek gücü, iş belgelerinde iletilen bilgileri standartlaştırmasıdır ve bu da "kağıtsız" bir alışverişi mümkün kılar.

Geleneksel fatura bunun ne anlama geldiğini gösterir. Çoğu şirket bir bilgisayar sistemi kullanarak faturalar oluşturur, faturanın basılı bir kopyasını yazdırır ve müşteriye postayla gönderir. Alındıktan sonra, müşteri faturayı sık sık işaretler ve kendi bilgisayar sistemine girer. Tüm süreç, satıcının bilgisayarından müşterinin bilgisayarına bilgi aktarılmasından başka bir şey değildir. EDI, bu aktarımda yer alan manuel adımları en aza indirmeyi veya hatta ortadan kaldırmayı mümkün kılar.

EDI'nin sunduğu "süreç iyileştirmeleri" önemli ve dramatik olabilir. Örneğin, geleneksel kağıt satın alma siparişi ile elektronik muadili arasındaki farkı göz önünde bulundurun:

Satınalma Siparişinin Geleneksel Belge Değişimi

Satınalma Siparişinin EDI Belge Değişimi
Bu işlem normalde üç ila beş gün sürer.
Bu işlem normalde gece boyunca gerçekleşir ve bir saatten az sürebilir.
Alıcı bir satın alma kararı verir, satınalma siparişini yaratır ve yazdırır.
Alıcı bir satın alma kararı verir, satınalma siparişini yaratır ancak yazdırmaz.
Alıcı satınalma siparişini tedarikçiye postalar.
EDI yazılımı satınalma siparişinin elektronik bir versiyonunu oluşturur ve otomatik olarak tedarikçiye iletir.
Tedarikçi satınalma siparişini alır ve sipariş giriş sistemine girer.
Tedarikçinin sipariş giriş sistemi, satınalma siparişini alır ve alındığında hemen sistemi günceller.
Alıcı, satın alma siparişinin alınıp alınmadığını belirlemek için tedarikçiyi arar veya tedarikçi, alıcıya siparişin onayını gönderir.
Tedarikçinin sipariş giriş sistemi bir alındı ​​bildirimi yaratır ve makbuzu onaylamak için geri gönderir.

Kaynakça:
https://www.up.com/suppliers/order_inv/edi/what_is_edi/

24 Nisan 2020 Cuma

İş Yerinde Motivasyonu Yükseltmek İçin 12 ADIM!

İş Yerinde Motivasyonu Yükseltmek İçin 12 ADIM!




1) Olumlu Bir Tutum
Havuç veya çubuğun eski ikilemi. Çalışanlarınıza hangisini veriyorsunuz? Negatif (sopa) üzerine mi odaklanıyorsunuz, yoksa pozitif (havuç) vurguluyor musunuz?
İş yerinde motivasyonu artırmak için mümkün olduğunca olumlu takviye için çaba gösterin. Evet, kötü davranışların veya sonuçların belirtilmesi gereken bir zaman olabilir, ancak çoğunlukla balla daha fazla sinek çekebilirsiniz.


2) İşinizin Amacını Tanımlayın
Hiç kimse sebepsiz iş yapmayı sevmez. Eğer yapsaydı, buna iş denemezdi; buna oyun denirdi. Ama monoton bir oyun olurdu ve sonunda herkes bundan yorulur.
Ekibinizin yaptığı işin amacını tanımladığınızda, müşterileriniz ve şirketiniz üzerindeki etkisini anlamalarına yardımcı olur. Bu, fark yaratıyormuş gibi hissetmelerine yardımcı olur ve onları motive etmek için uzun bir yol kat eder.
3) Mikro Yönetim Yapmayın
Motivasyonu gerçekten artırmak istiyorsanız, mikro yönetimi yönetmeyin. Bunun yerine, ekibinize bir ödev ve bir son tarih verin ve ardından gevşetin. Bu, çalışanlarınıza motivasyonları en yüksek olduğunda çalışma özgürlüğü verir.
Bazıları için, iş gününün başında en verimli zamanları olabilir. Diğerleri için gün sonuna daha yakın olabilir. Diğerleri için, bir gecede veya hafta sonları olabilir. Çalışanlarınızın ne zaman ve nasıl çalışacaklarına karar vermelerine izin verdiğinizde, iyileştirilmiş verimlilik ve motivasyon için bir çerçeve oluşturursunuz.


4) Büyük Resme Odaklanın
Hangi işte olduğunuzdan bağımsız olarak, her zaman önemsiz görünebilecek küçük görevler vardır. Yönetici olarak, bu küçük görevlerin şirketinizin üretkenliği ve başarısında büyük rol oynadığını biliyorsunuz. Maalesef, ekip üyeleriniz bu gerçeğin farkında olmayabilir. Çalışanlarınızın önlerindeki küçük iş yerine büyük resme odaklanmalarına yardımcı olarak iş yerinde motivasyonu artırabilirsiniz. Onlara bu önemsiz görünen görevin bir bütün olarak projenin veya işin başarısı veya başarısızlığı üzerinde nasıl büyük bir etkisi olabileceğini tam olarak gösterin.


5) Beklentileriniz Hakkında Açık Olun
İşyerinde motivasyonu artırmak için ne yapmak istediğiniz konusunda çok net olun. Bin millik bir yolculuk tek bir adımla başlar. Bu yüzden bu ilk adıma odaklanın, ne olduğu ve nasıl tamamlanabileceği konusunda net olun ve ardından ekibinizi göreve ayarlayın.
Açık ve özlü bir görev, herhangi bir takımın altında bir motivasyon ateşi yakabilir.


6) Küçük, Ölçümü Kolay Hedefler Belirleyin
Bin kilometrelik yolculuğu hatırlıyor musunuz? Bu yoldaki her adım ölçülebilir bir hedef olmalıdır. Bu şekilde, ekip üyeleriniz sona ulaşmak için nelerin yapılması gerektiğini görebilir.
Küçük, ölçülebilir hedeflerin tamamlanması genellikle büyük bir hedeften daha kolaydır. Ekip üyeleriniz bir projede görünür ilerleme kaydettiklerinde, onları bir sonraki adımda taşıyacak bir motivasyon artışı hissedeceklerdir.


7) Sonuçları Tanıma
Küçük hedefler, ekibinizin sıkı çalışmasını ve ürettikleri sonuçları tanımak için birçok fırsat sağlar. Henüz somut bir şey vermek zorunda değilsiniz (bir sonraki bölümde bununla ilgileneceğiz), ancak iyi bir iş çıkarmaları için belirli nedenler belirtin.
Şöyle bir şey deneyin: “Bu makalede harika iş, Sadık. Zaten müşterimizin web sitesine trafik geçen ay on kat arttı. ” Takdirinizi gösterdiğiniz ve yaptıkları işin neden iyi olduğu konusunda belirli nedenler verdiğinizde, çalışanlarınız bunu tekrar yapmaya motive olacaktır.


8) Büyük İşi Ödüllendir
İş yerinde motivasyonu artırmak için bu yöntem genellikle büyük bir projenin sonu veya yıl sonu için ayrılmıştır, ancak istediğiniz zaman yapmayı seçebilirsiniz. Mükemmel işi kesinlikle bir bonus (yani para) ile ödüllendirebilirsiniz, ancak kendinizi bununla sınırlandırmayın.
Yaratıcı olun, ekip üyelerinizin neye ihtiyacı olduğunu düşünün ve her çalışanınıza uygun bir ödül kazanın.


9) Sağlıklı Kalın
Çalışanlarınızın motivasyonu büyük ölçüde sağlıklarına bağlıdır. Bu şimdi sağduyu gibi görünebilir, ancak ekibinizin kaç üyesinin zor bir projenin ortasında kendilerine bakmayı ihmal ettiğini şaşırırsınız.
Herkesi mümkün olduğunca sekiz saat uyumaya ve düzenli egzersiz yapmaya teşvik edin. Ekibinizin sağlığını geliştirdiğinizde, motivasyonlarını da geliştiriyor ve geliştiriyorsunuz.


10) İyi Beslenin
Sağlıklı kalmak ve motivasyonu yüksek tutmak için çalışanlarınızın beslenme ihtiyacını karşılaması gerekir. Bu, sağlıklı yemek ve bol su içmek anlamına gelir.
Büyük bir projeyi çekiçleyerek ofiste uzun saatler geçiriyorsanız, herkesin sağlıklı atıştırmalıklara sahip olduğundan emin olun. Her iki saatte bir şişe su verin. Enerji seviyelerini ve motivasyonu mümkün olduğunca yüksek tutmak için öğle veya akşam yemeğinde bile sipariş verebilirsiniz.



11) Düzenli Aralar Almak
Düzenli molalar, rahatlamak ve yakıt ikmali için harika bir zamandır. Onlar da motivasyon için önemlidir. Her saat ara vermek, ekip üyenize stres atma ve gevşeme zamanı verir. Bu sadece onları fiziksel olarak sağlıklı tutmakla kalmaz, aynı zamanda yaratıcılıklarını tüm silindirlerde ateşlemeye yardımcı olur.
Şunu bir düşünün: Kaç kez dinlenme odasındaki esintiyi çekerken harika bir fikir buldunuz? Düzenli molalar yapmak zorunda kalabilirsiniz, ancak takımınızın performansı ve motivasyonu bundan dolayı fayda sağlayacaktır.

12) İyi Eğlenceler
Her proje ılık bir bahar gününde bir futbol oyunu gibi hissetmeyecektir. Bu beklenen bir şey bazı projeler bilgelik dişlerini çıkarmak gibi hissedeceksiniz. Bu zor projeler çirkin kafalarını diktiğinde, eğlenmek için bir yol bulmayı bir noktaya getirin.
Tabii ki, ofiste ping pong veya air hockey gibi büyük şeyler işe yarıyor, ancak iş gününü eğlenceli hale getirmenin ve ekip üyelerinizi meşgul ve motive etmenin başka daha küçük yolları var. Yaratıcı ol.

Kaynakça:
https://getsling.com/blog/motivation-in-the-workplace/

23 Nisan 2020 Perşembe

Atatürk`ün 5 Adımda Liderliği



Tarihçi, gazeteci, yazar Austin Bay, Atatürk’ten liderlik dersleri adındaki kitabıyla ilgili verdiği bir röportajda Atatürk’ü 20. yüzyılın en başarılı devrimci lideri olarak tanımlar.

Kazanılması imkansız bir savaşı Kurtuluş Savaşı’na çevirerek tüm dünyaya, hem de saltanatı ve hilafeti kaldırarak ve milli egemenliği ilan ederek padişah yandaşlarına ve mandacılara olağanüstü devrimini kanıtlar. İçte ve dışta verdiği zorlu mücadelenin sonucu modern Türkiye Cumhuriyeti’ni kurar. Ardından, Cumhuriyetin ilk yıllarından yaşamının son günlerine kadar olan süreye sığdırdığı devrimler, Halil İnalcık’ın Osmanlı ve Modern Türkiye kitabında yazdığı gibi, “Atatürk’ün yalnız büyük bir askerî stratejist değil, aynı zamanda usta bir siyaset stratejisti” olduğunun kanıtıdır.



1. Başarı takım çalışması ürünüdür

Mustafa Kemal Paşa, Trablusgarp’ta, İtalyanları, Çanakkale’de İngilizleri, Muş ve Bitlis’te Rusları, Suriye-Filistin’de İngilizleri, Sakarya ve Dumlupınar’da da İngilizlerin desteklediği Yunan ordusuyla savaşmış ve ordusu tüm bu cephelerde emperyalist güçlere karşı büyük zaferler kazanmıştır. Başkomutan Mustafa Kemal tüm bu askeri başarılarını ordusuna ve milletine mal eder. Kurumsal bir lider gibi, o stratejisini belirlemiş, uygulamayı ordusundaki komutanlarına, subaylarına, erlerine bırakmıştır. Sorumluluğu da, başarıyı da takımıyla paylaşmıştır. Başarı Türk ordusunundur.


2. Zor zamanlarda motivasyon kaynağı olun 

Anadolu’ya ilk çıktığında, Mustafa Kemal Paşa savaşlardan bezmiş, çocuklarını kaybetmiş, işgal altında en büyük zorluklara, kötülüklere boyun eğmek zorunda kalmış Türk halkına sorar. “Bir kez daha, son bir defa savaşmaya var mısınız?” der. Ekmek bulmaktan yoksun halk “Evet” der, “Son bir kez savaşacağız, topraklarımızı geri almak için, esarete son vermek için, milletin kendi kaderini kendisinin tayin etmesi için… Özgürlük ve egemenlik için…” Zor zamanlar geçiren bir kurumun liderinin yapması gereken de budur. Durumu takımına anlatmak, her seviyeden çalışanı dahil ederek durumu anlatmak ve inanarak “dişinizi bir ay daha sıkın, her şey düzelecek” demeyi bilmek.

3. Demokratik bir lider olun

Belki birçokları özellikle de yabancı sosyal bilimciler Atatürk’ün diktatör olup olmadığı üzerine tartışırlar. Ancak tam tersine Başkomutan Mustafa Kemal savaş ortamında dahi demokrasi arayışında olmuş bir liderdir. Anadolu’ya çıkar çıkmaz kongreler ve mitingler düzenlemiş, halkla buluşmuş, farklı bölgelerdeki sıkıntıları, yoklukları, fakirliği, hastalığı dinlemiş, Erzurum’da, Sivas’ta, Tekirdağ’da, Kars’ta halkın emperyalizme karşı dayanışmasına bizzat şahit olmuştur. 23 Nisan 1920’de Anadolu’nun ortasında bir kasaba olan Ankara’da Meclis’i kurmuştur. Meclis’te ilk seçim hayranlık uyandıracak bir demokrasi örneğidir. Anadolu’nun dört bir yanından seçilmiş adaylar Meclis’e gönderilmiş ve doğrudan seçim yapılmıştır.
Kurumunuzun yapısı ne kadar demokratik, ne kadar yatay olursa, o kadar farklı fikre açık olursunuz. Çalışanlarınız kendini o kadar size yakın hisseder, kuruma gönülden bağlılık duyar. Sorunların tartışılabildiği, her seviyeden çözüm önerilerinin dinlendiği ve teşvik edildiği bir ortam yaratın.

4. İlham verin

 Emperyalist güçlerin kontrolünde olan tüm ülkelerin liderleri Kurtuluş Savaşı’na kilitlenmiş, Mustafa Kemal’in ordusunun başarılarını yakından izlemiştir. Türklerin başarısı, Hintlilerin, Çinlilerin, Pakistanlıların, Afrikalıların umudu ve ilham kaynağı olmuştur. Gandi önderliğindeki İngiliz sömürgesi Hintliler, 1922 yılında “Non cooperation” hareketini başlatmış ve İngiltere’ye katılıp Anadolu’daki Yunan ordusuna destek olmayı red etmişlerdir. Aynı tarihlerde, verdiği kapitülasyonlarla Batı’nın bir sömürgesi haline gelmiş Çin, Türkiye Cumhuriyet’inin kurulmasından güç alarak, Batı’ya başkaldırmayı başarmıştır. Afganistan’da Amanuallah Han ve Iran’da Şah Rıza Pehlevi Mustafa Kemal’i örnek almışlardır.
Siyasi, sosyal, bilimsel veya iş dünyasında liderler bulundukları coğrafyanın ilerisine giderler, belli bir alanda bölgesel veya global uzmanlar haline gelirler. Walt Disney, Bill Gates, Steve Jobs, Estee Lauder ve her gün kullandığımız ürün ve hizmetleri hayata geçiren birçok iş lideri global liderler haline gelmiştir. Onları tanımasak da, ürün ve hizmetleri günümüzü kolaylaştırır, bazılarını başarılı işletme guruları olarak etüd eder, onların uygulamalarından kendi şirketimize adapte edebileceğimiz tüyolar alırız. Kısacası, liderlik evrenseldir.


5. Büyük başarılar için risk alın ve kararlılık gösterin

Kurtuluş Savaşı’na ya hep ye hiç deyip çıkmıştır Mustafa Kemal Paşa. Aynı kararlılığı yakın çevresine, orduya ve enerjilerinin ve sabırlarının son raddesine gelmiş Türk halkına da aşılamayı başarmıştır. Mustafa Kemal Paşa ne istediğini bilir. Hedefi büyüktür. Özgürlük, egemenlik, demokrasi ister. Türk milletinin daha iyi şartlarda yaşamayı hak ettiğine inanır. İnancını ordusuna milletine en samimi şekilde gösterir. Sevgi, saygı, güven ve inanç karşılıklıdır. Erlerden komutanlara herkes aynı hedefe kilitlenir. İş hayatında da büyük başarılar elde etmek için risk almak, fedakarlıklarda bulunmak ve alınan kararların arkasında kararlı bir şekilde durmak gerekir. Lider inandığı hedefe doğru yürüdüğünde takımını da arkasına alır, yaptığı işin doğruluğuna ve başarılı olacağına duyduğu inancı takımı da hisseder.


23 Nisan 1920 - 100.YIL



 23 Nisan 1920

23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilân ettiği tarihtir.
Atatürk, 23 Nisan 1924'te '23 Nisan' gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929’da Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiştir ve 23 Nisan ilk defa 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya başlanmıştır. 1979'da, yine ilk olarak altı ülkenin katılmasıyla uluslararası boyuta taşıdığımız bu millî bayramımıza, ortalama olarak her yıl kırkın üzerinde ülkeden gelen ve Türk çocuklarının misafiri olan yabancı ülke çocukları da katılmaktadır. Dünya’da çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye’dir.

Türk milletinin gönlünde, onun bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak en önemli yeri işgâl eden 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, her yıl yurdumuzda ve yurtdışındaki temsilciliklerimizde, bütün kurumlarımızda, okullarımızda ve her evde çeşitli etkinliklerle kutlanarak millî birliğimizin kenetlenmiş ifadesini temsil etmektedir.

Büyük önder Atatürk’ün düşüncesinde çocuklar, milletin geleceğidir. Onlara duyduğu sarsılmaz güvenin ve büyük sevginin ifadesi olarak, millî bayramımız olan 23 Nisanlar’ı çocuklara armağan etmiştir. Tarihimizin gurur dolu sayfalarının yeni nesillerce öğrenilmesi ve Türk Devleti’nin devamını emanet edeceğimiz yeni Cumhuriyet bekçilerinin bu bilinçle yetişmesi amacıyla 23 Nisanlar, önemli birer vesiledir.
Milletimize ve bütün çocuklara kutlu olsun.

Atatürk diyor ki:
“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.”

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bugün 100. yılını kutluyor.